Blogger maceramdan sonra ilk WordPress yazımla tekrar sizlerleyim 🙋🏼 Bu ilke yakışacak şekilde bir kitap seçmek istedim ve tercihim tabi ki William Golding’in Nobel Edebiyat Ödüllü Eseri Sineklerin Tanrısı oldu. Bir yandan kitabı bana dahada çekici kılan kısmı ise çevirmeninin Mina Urgan olmasıdır.
Bildiğiniz üzre kitabımız atom savaşı sırasında ıssız adaya düşen bir grup çocuğun yaşamla mücadelesini anlatmaktadır. En baştan söylemeliyim ki çocuk psikolojisine çok önem verip duygusallaşıyorsanız kitap bünyenize ağır gelebilir çünkü adaya düştükten sonra gelişen olaylar klasik bir çöküntüyü değişmeyi anlatmıyor , bastırılmış gerçeklerin aksine çocukların yaşadığı tüm korkunç gerçekleri gözler önüne seriyor. Koptukları yerden ilk defa uzaklaşan çocuk grubumuzun adapte olmak için girdiği mücadelede sınırları zorlayıp gitgide vahşileşip hayvansal bir kişiliğe bürünmelerini mükemmel bir betimlemeyle yazmış yazarımız. Benim için aslında bu kitap bir bakımdan psikolojik bir deney gibiydi. Bence bize “Buyrun, adaya koyduk çocukları izleyin görün içinizdeki vahşiyi , yapabileceğiniz en korkunç şeyleri” der gibiydi.
Yeri geldiğinde kendizinizi diğerlerinden alt sınıf bir aileye mensup olan, mantıklı ,zeki Domuzcuğun yerinde bazende güzel , merhametli lider Ralph’in yerinde buluyorsunuz.Ve tabi diktatörlüğün çocuk bedenine bürünmüş hali Jack’tende kendinizden bir şeyler buluyorsunuzdur 😁 Belkide Simon’sunuzdur . Bir o kadar mistik ve yardımsever . Aslında okudukça her çocuğun belli başlı şeyleri temsil ettiğini hem iyi hemde kötü yanlarının olduğunu sadece ağır basan duyguya yöneldiklerini göreceksiniz. Temsil edilen şeyleri söylemiyorum zaten okuyunca net bir şekilde anlayacaksınız. Kitabın sonuna geldiğinizde değişen düzen karşısında hayli şaşıracağınızı şimdiden söylemek isterim. Demokratik düzenden kabile sistemine , faşistlik arzularını durduramayan veya devrim yapma isteğiyle karışan çocuklar.. Sineklerin Tanrısı sadece ölü bir paraşütçüden veya kafası kesik bir domuzdan ibaret değil . Sineklerin Tanrısı aslında Golding’in insanın doğasındaki kötülüğün başlıca sebebinin yine insan olduğunu unutmamamız gerektiğini vurgulayan bir eserdir. Şimdiden iyi okumalar 🙋🏼
“Hayır, delirmiş değilim. Senin sağ salim döneceğini sanıyorum sadece.”
Mükemmel bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kitabı bulabilirsem ikinci defa okuyacağım.
BeğenLiked by 1 kişi
Gerçekten öyle tekrar tekrar okunmalı 😊
BeğenBeğen
İnsanın içindeki vahşeti yansıtan çok güzel bir kitap. Ve sen de çok güzel anlatmışsıın.
BeğenLiked by 1 kişi
aynen katılıyorum dediklerinize , çok teşekkür ediyorum 😊
BeğenLiked by 1 kişi
Güzel bir başlangıç blogunda 🙂 Iyi yazmışsın, ben de birkaç ay önce okudum. Diğer yazılarını da okuyacağım yakında 😉
BeğenLiked by 1 kişi
çok teşekkür ederim, bekliyorum yorumlarınızı:)
BeğenBeğen
Hayırlı olsun blogunuz. Kitaplara baktığınıza göre bende ekleyeyim sizi. Sİneklerin Tanrısı kitabını bende kendi yerimde yazmıştım daha ayrıntılı olarak. Ona da bakabilirsiniz. Hoşçakalın.
BeğenLiked by 1 kişi
teşekkür ederim yazılarınıza baktım hepsi çok güzel detaylı inceleyeceğim , hoşçakalın 👍🏻😊
BeğenLiked by 1 kişi
Filmi vardı sanki buna benzer onu hatirtlatti bana
BeğenLiked by 1 kişi
Bi fikrim yok filmi hakkında ☺️
BeğenBeğen
Bir sürü çocuk uçak kazası ile adaya düşüyor birbirilerine düşman oluyorlar en büyüğü 14 yasında falan kabile gibi 2 ye ayrılıyorlar birbirlerini öldürmeye gidiyor isin sonu sonra bir bakıyoruz ki amerikan hükümeti işin içinde bu bir deneymis. İnsan ırkının nasıl vahşileşebilecegi ile alakalı filmin adi da sinek tanrıları idi yanlış hatırlamıyor isem
BeğenLiked by 1 kişi
ozaman bir şans verilip izlenir 👍🏻
BeğenLiked by 1 kişi